Çoklu İlaç Dirençli Salmonella İzolatlarındaki Plazmidlerin Çeşitliliği ve İletişim Kabiliyetleri

2017-10-15
Salmonella enfeksiyonları insan sağlığını tehlikeye atmakla beraber kontamine olmuş gıda tedarikçilerine bağlı ekonomik masraflara da sebep olmaktadır. Son yıllarda Salmonella ve diğer Enterobacteriaceae?da görülen çoklu antimikrobiyal dirençlilik artmıştır. Çoklu antimikrobiyal dirençli türün varlığının ve yayılısının belirgin olarak artmasının sebebinin gıda dağıtım zincirinden kaynaklandığı bilinmektedir. Bununla birlikte çoklu antimikrobiyal dirençlilik kodlayan gen çeşitliliği ve bu genlerin türden türe geçişini sağlayan genetik temelli mekanizmalar hakkında çok az bilgi mevcuttur. Tamamlamış olduğumuz bu çalışmada: (i) Proje süresince toplamda 70 adet Salmonella Infantis ve 19 adet patojenik olmayan E. coliizolatı ile çalışılmıştır.Salmonella ve patojen olmayan E. coliizolatlarının fenotipik ve genotipik karakterleri saptanmıştır. İzolatlar, Vuruşlu Alan Jel Elektroforezi (PFGE) ile tiplendirilmiş, Multi Lokus Sekans Tipleri (ST) ve serotipleri belirlenmiştir. 70 adet Salmonellai zolatının hepsinin serotipinin Infantis olduğu ve ST32 MLST tipine ait olduğu belirlenirken, izolatların 9 farklı PFGE izine sahip olduğu belirlenmiştir. Çalışılan tüm E. coli izolatları da farklı bir PFGE izini ifade ederek 19 farklı çeşit iz sergilemiştir. (ii) Tüm izolatların disk difüzyon yöntemi ile fenotipik olarak, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile de genotipik olarak antimikrobiyal dirençlilik profilleri belirlenmiştir. Tüm Salmonella İnfantis izolatlarında çoklu antimikrobiyal dirençlilik saptanmıştır. Dirençli Salmonellaizolatlarında antimikrobiyal dirençliliği enkodlayan genler (?-laktam dirençlilik genleri: blaTEM-1,blaPS1E-1,blaCMY-2, amp; Kloramfenikol dirençlilik genleri: cat1, cat2, flo, cmlA; Aminoglikozid dirençlilik genleri: aadA1, aadA2, strA, strB, aacC2, aphA1- IAB;Trimetoprim dirençlilik genleri: dhfrI, dhfrXII; Sülfanomid dirençlilik genleri: sulI, sulII; Tetrasiklin dirençlilik genleri: tetA, tetB, tetG; Kinolonlar dirençlilik genleri: qnrA, qnrB, qnrS) araştırılmıştır.Sonuç olarak antimkrobiyal dirençlilik genotipik analizlerle de doğrulanmıştır. Salmonella Infantis izolatlarının virülans de özellikleri (ctdB, gatC, gogB,hlyE, pefA, ssek3, sseI, sspH, sodC, sopE, STM2759, tcfA) moleküler olarak incelenmiştir. Antimikrobiyal dirençliliği ve virülans özellikleri enkodlaya genler hem genomda hem de izole edilen plazmidlerde araştırılmıştır. (iii) Salmonella Infantis ve patojen olmayan Escherichia coli (E. coli) izolatlarında bulunan hareketli genetik elemanların çeşitliliği değerlendirilmiştir. Patojenik olmayan E.coli?lerin izole edilmesinin sebebi bu türün gıdalar için çoklu antimikrobiyal dirençliliğe sahip belirgin bir plazmid rezervuarı olmasıdır. Kullanılan tüm izolatlarda plazmid varlığı araştırılmış, mevcut plazmidler tanımlanmıştır. 70 adet SalmonellaInfantis izolatının 8 tanesinde plazmid varlığı tespit edilirken, 19 adet E. coli izolatının 14 tanesinde plazmid varlığı gözlemlenmiştir. İzole edilen Salmonella plazmidlerinin boyutları belirlenmiş ve moleküler olarak çeşitlilikleri tespit edilmiştir. Bu bağlamda 3 farklı SalmonellaInfantis plazmidi tanımlanmıştır. (iv) Antimikrobiyal dirençlilik genlerinin transferini etkileyen faktörlerin belirlenmesinde konjugasyon analizi gerçekleştirilmiştir. Duyarlı kommensal E. coli izolatına farklı gruplardaki Salmonellaizolatlarının plazmid aktarımı fenotipik ve genotipik olarak incelenmiştir. Çalışılan tüm Salmonella izolatlarından plazmid aktarımı gerçekleşmiş, kommensal E. coli izolatlarının bağırsakta antimikrobiyal dirençlilik genlerinin rezervuarı olabileceği ve yakın akrabalar arasındaki iletimin mümkün olabileceği belirlenmiştir. Antimikrobiyal dirençlilik kazanma yeteneği değişen tiplerdeki plazmidler için görülen yatay gen transferini kolaylaştıran veya kısıtlayan gen bölümleri belirlenmiştir. Çalışmamız yatay gen transferini kontrol etmeye yönelik çalışmalar için yol gösterici niteliğindedir.

Suggestions

KBRN Ajanlarına Yönelik Nükleik Asit Tabanlı Tespit Yöntemlerinin Geliştirilmesi
Öktem, Hüseyin Avni; Özalp, Veli Cengiz; Kavruk, Murat(2014-12-31)
Eski çağlarından beri bulaşıcı hastalığa sebep olan mikroorganizmalar, mantarlar yada mikrobiyal toksinler savaş sırasında insan, hayvan ve bitkilere zarar vermek için kullanılmıştır. Günümüzde ise bilgi ve teknolojiye erişimin geniş kitlelere yayılması ile doğru orantılı olarak kitle imha silahı olarak kullanılma olasılıkları da artmıştır. Biyolojik ajanların yarattığı tehlikeler sadece terörist saldırılarla da sınırlı değildir. Artan küresel ticaret ve yolcu taşımacılığı doğal yollarla ortaya çıkan bulaşı...
Hepatit-B yüzey antijeni içeren mannan kaplı lipozomların adjuvant özelliklerinin araştırılması ile lenfosit alt gruplarının tayini
Canpınar, Hande; Gürsel, Mayda(1998)
Sentetik peptid ve rekombinant aşıların kullanıma girmesiyle birlikte yeni imünolojik adjuvant sistemlerine duyulan ihtiyaç bu tür aşılara karşı özellikle hücresel bağışıklık yeterince sağlanamadığından artmıştır. Bu sebeple, bu projede daha önce yapılan çalışmalarda adjuvant özelliği kanıtlanmış lipozomal sistemin kullanımının yanısıra hücresel bağışıklığı arttırabilecek yeni bir ajanın (oksitlenmiş mannan) da bu sisteme kombine edilerek denenmesi amaçlanmıştır. Bu tür bir adjuvant formülasyonunun başarılı...
Çoklu Exsiton Üretebilen ve Tekli Fisyona Duyarlı Hibrit Güneş Pili Geliştirilmesi
Asil Alptekin, Demet(2017-12-31)
Yenilenebilir enerji kaynakları alanlarında son yıllarda hızla artmakta olan çalışmalar umut vaat edici sonuçlar vermekte ve bu durum Avrupa ve Amerika gibi ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkeler için de büyük önem taşımaktadır. Kristal silikon teknolojisinin teorik limitine ulaşmasıyla birlikte gelecekte fosil yakıtlarına alternatif olarak gösterilen birincil enerji kaynağı olan güneş enerjisinden daha etkin bir biçimde faydalanmak amacıyla yeni nesil hibrit güneş pili teknolojileri geliştirilmektedir...
Türkiye’deki Söğüt Türlerinin Moleküler Filogenetiği ve Ekonomik Açıdan Önemli Olan Türlerin (Salix alba & Salix excelsa) Islahına Yönelik Gen Kaynaklarının Karakterizasyonu
Duman, Hayri; Kaya, Zeki(2017)
Ülkemizde doğal olarak 27 Salix türü yayılış göstermekte, teşhisinde problemlerbulunmaktadır. Projenin ilk iş paketi kapsamında doğal olarak bulunan söğüt türleri arasındakigenetik ilişkiyi belirlemek için Türkiye bazında örneklenerek, kloroplast genomunun matK,rbcL ve tRNA ile çekirdek genomundaki rDNA ITS bölgelerinin DNA dizileri çoğaltılarakkarşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.Türkiye?deki Söğüt türleri hem kloroplast hem deçekirdek verilerine göre monofiletik yapıda olup filogenetik ağaçda, iki ana...
Protein kafeslerine hapsedilmiş paramanyetik ultra küçük gadolinyum oksit nanoparçacıklarının sitotoksisitesi
Eke, Binay; Volkan, Mürvet; Güray, Nülüfer Tülün(2017)
Bu projenin amacı tedavi edici ve görüntülemeye uygun kimyasalların tek bir nanoparçacıkta birleştirilmesi ile kanser tedavisini eş zamanlı takip etmeye uygun bir platform hazırlamak ve hazırlanan bu nanoparçacığın in vivo kullanımı nedeniyle hücre içindeki toksikolojik karakterizasyonunu gerçekleştirmektir. Bu amaca yönelik olarak MRI, nükleer (SPECT) ve CT yöntemlerine uygun, biyouyumlu, ferritin kafes içine yerleştirilmiş gadolinyum oksit nanoparçacıkları hazırlanmıştır. Daha sonra parçacıkların yüzeyi ...
Citation Formats
Y. Soyer, “Çoklu İlaç Dirençli Salmonella İzolatlarındaki Plazmidlerin Çeşitliliği ve İletişim Kabiliyetleri,” 2017. Accessed: 00, 2022. [Online]. Available: https://hdl.handle.net/11511/95857.