Capital-Output Ratio and the Capital-Turnover Rule

1974
Karataş , Cevat
Sermaye-Hasıla Oranı ve Sermaye Devir Oranı Kriteri Makalenin ana amacı sermaye-hasıla oranı veya eş anlamda olan sermaye devir oranı (capital turnover) kriterinin, az gelişmiş ülke lerin kalkınma planlarında kullanılmasının doğurduğu sakıncaları incelemektir. Bu yazıda sermaye-hasıla oranı dinamik bir açıdan ziya de, «statik» bir açıdan ele alınmıştır. Harrod-Domar büyüme modeli ile ortaya çıkan bu terim, bu gün az gelişmiş ülkelerde planlarda ön^ görülen belirli bir kalkınma hızını gerçekleştirmek için gerekli toplam sermaye hacmini saptamakta kullanılmaktadır. Sermaye-hasıla oranı, ötetaraftan yatırım projelerinin seçiminde kullanılan ilk denektaşı (kriter) olarak göze çarpmaktadır. Sermaye-hasıla oranı ortalama (average) veya marjinal sermaye hasıla oranı (ICOR) olarak anlaşılmalıdır. Marjinal sermaye-hasıla oranı tüm ekonomi için, sermaye stokunda meydana gelen artışın (net investment) değeri ile safi milli gelirde meydana gelen artışın (net additional income) değeri arasındaki oran olarak tanımlanabilir. Sermaye devir oranı sermaye-hasıla oranının tersinden başka bir şey değildir. Her iki oranın büyüklüğü, sermaye dışındaki öteki fak törlerin arzına bağlıdır; şöyleki öteki faktörlerin arzı arttıkça ser maye devir oranı artar ve sermaye-hasıla oranı küçülür. Milli gelirin kalkınma hızı, yatırım katsayısının (coefficient) marjinal sermaye-hası la oranının tersiyle çarpımına eşittir. Ayni şekilde eğer, sermaye-hasıla oranı (ICOR) ölçülebilir ve uzun bir dönem sabit olduğu varsayılırsa, belirli bir kalkınma hızını gerçekleştirmek için gerekli yatırım hacmini saptamak kolay olur. Sermaye - hasıla oranı bütün ekonomi için kul lanılabileceği gibi, bir sektör veya bir proje için de kullanılabilir. Ancak hepsinde ana prensip aynıdır. Marjinali sermaye-hasıla oranı, özellikle genel ekonomi açısından sermaye ile üretim arasındaki ilişkinin devamlılığına işaret eder. An cak bu basit ilişki, sermayeye eşlik eden (co-operant) faktörlerin ye teri ölçüde mevcut olduğu gelişmiş ülkeler bakımından doğrudur. Fa kat, gelişmekte olan ülkelerde sermayeye eşlik eden faktörlerin ye tersizliği nedeniyle, sermayenin tek başına üretimdeki artışın nedeni olduğunu kabul etmek zordur. Herşeyden önce, marjinal sermaye-hasıla oranı, sektörler düze yinde sabit değildir; çünkü üretim az veya hiç sermaye gerektirme yen gelişmiş üretim tekniğine, talep artışına paralel olarak tam ka pasitenin kullanımına, birden fazla vardiya işçi kullanımına ve hava şartlarındaki değişmelere bağh olarak değişiklik gösterir. Öte taraf tan, sermaye miktarı (oranın payı) işçi tasarrufuna yol açan mo dernleşme faktörüne, yatırım girişimindeki (lag) faktörüne ve yatı rımın tamamlanma sürecine bağlıdır. Makale ayrıca, sermaye-hasıla oranının (veya onun tersi olan ser maye devir oranı) yatırım kriteri olarak kullanılması olanaklarını tar tışmaktadır. Sermaye-hasıla oranı bir kriter olarak düşük sermaye hasıla oranına (veya yüksek sermaye devir oranı) sahip olan proje lerin, öncelikle seçilmesini önerir. Az gelişmiş ülkelerde kıt kaynak olan sermaye, sermaye verimliliğini azami (maximum) seviyeye çı karan projelerin seçimiyle ancak milli gelire en büyük katkıyı sağla mış olur. Bu kriterde göz önünde tutulması gereken önemli bir nok ta şudur: sermaye devir oranı (capital turnover) teşebbüsün gayri safi yıllık üretimi ile bu üretim için kullanılan sermaye arasındaki orandır. Verimlilik burada kâr ile değil gayri safi üretimin değeri ile öl çülür. Sermaye-hasıla oranı, yatırım kriteri olarak ilk defa J.J. Polak ve N.S. Buchanan tarafından ileri sürülmüştür. Her iki yazar da, ser maye kıtlığı karşısında gelişen ülkelerde en rasyonel politikanın (di ğer bazı amaçların dışında), yapılan yatırım miktarına göre, en yük sek yıllık üretimi sağlayan projelerin öncelikle seçilmesi olarak gö rür. Ancak, bu kritere göre, projeler arasında sıralama, bugünkü de ğere indirgenmiş (discounted net output) safi üretimin bir ünitesini elde etmek için, en asgari (minimum) sermayeye ihtiyaç gösteren projelerden başlamak üzere yapılır ve elde mevcut sermaye miktarı tamamen tükeninceye kadar proje seçimine devam edilir. Bununla beraber, sermaye-hasıla oranına karşı ileri sürülen eleş tiriler oldukça geçerlidir: 1) Kalkınma planlarının başlıca hedefi üre timi zaman boyutu içinde bir noktada azamiye çıkarmak değil, fakat üretimi uzun bir zaman süreci içinde maximum seviyede tutmaktır. Bu itibarla, sermaye - hasıla oranı küçük olan proje, yıllık üreti me en büyük katkıyı sağlayan proje olmayabilir; hatta sermaye-ha sıla oranı büyük olan fakat yıllık üretime daha büyük katkı sağlayan proje (hayat süresi uzun) sermaye-hasıla oranı küçük projelere ter cih edilmelidir. 2) Sadece sermayenin verimliliğini azami seviyeye çıkarmak (maximization) toplam üretimin azami seviyeye itilmesi
Citation Formats
C. Karataş, “Capital-Output Ratio and the Capital-Turnover Rule,” ODTÜ Gelişme Dergisi, vol. 1 (1970-1974), no. 5(1974), pp. 50–73, 1974, Accessed: 00, 2024. [Online]. Available: https://hdl.handle.net/11511/109547.