Bir Ahşap Yapı Kültürünün Yokoluşu: Gölyaka

Download
2000
Erman, Ercüment
Anadolu'nun kasaba gibi kimi küçük yerleşimleri, kendilerine kimlik veren mütevazi bir mimariye sahiptir. Bu yapılar ait oldukları dönemlerle, bazen geç Osmanlı, bazen Modern veya başka mimari imgeleri ile bizlere belirli değerlere sahip olduklarını göstererek fiziki çevremize anlam katarlar. Bu yapılardan bazıları Milli Mimarlık döneminin kimi geniş saçaklı ve kemerli pencereli örnekleri olan tren istasyonu, belediye, hükümet konağı, ilkokul veya adliye yapılarıdır. Sivil mimari örnekleri olan evler ise, yöreye özgü taş, tuğla, ahşap, kerpiç gibi malzemelerden ve kargir, hımış, bağdadi gibi duvar ve yöresel yapı teknikleriyle oldukça basit bir şekilde oluşturulmuştur. Bütün bu yapılar, insanlar ile çevreleri arasında karşılıklı ve anlamlı bir ait olma ilişkisi kurarken, bazen toplumun önem verdiği değerleri de simgelerler. Özellikle kamu yapılarında toplumun değişmez ve eskimez değeri olan Cumhuriyet, mimari üslup olarak karşılık bulur. Günümüzde, Gölyaka'da bu mimari değerlerden çoğu kaybolmuştur. Modern malzemelerle yapılmış bir Belediye binası bizim özdeşleştiğimiz yapılardan değil; okullar da öyle. Gölyaka'da, kamu yapıları mimari olarak hiç bir yapısal veya sembolik değeri ifade etmiyor. Konut mimarisi de özgün durumundan çok, değişiklikler geçirerek yapısal niteliklerini kaybetmiş ve sonunda pek çok Anadolu kentinde olduğu gibi, ne yazık ki, betonarme tek yapı seçeneği olarak kalmış görünmektedir (Resim 1). Tasarım kültüründen mahrum yapılar oluşturmak, nasıl mimarlığı sadece bir yapı zanaatine indirgiyorsa, benzer şekilde, yapı kültür ve bilgisinden soyutlanmış bir tasarım da fantazi, soyut ve spekülatif bir mimarinin ötesine geçemiyor (2). Geçmişin yapı zanaati ve mimarlık birikimi, çağdaş anlayış ve tekniklerle bütünleşerek mimarlık kültürüne dönüşmedikçe, geçmişten geleceğe bu değerli mirasın aktarılmasında bugüne ait önemli bir halka eksik kalır. Sonuç olarak, mimarlık kültürünün günümüzde yaşatılmasında zorluklar çekilir ve bu miras giderek yozlaşarak yok olur. Bu kültürün yok olmamasının çareleri nedir, nasıl yaşatılır gibi sorulara cevap aranarak, aradaki eksik olan halka tamamlanmalıdır. Mimarlık kültürünü geçmişten geleceğe taşıyan bağ, ancak mimarlık mirası olarak kalan soyut değerlerin, özellikle estetik değerlerin önemsenmesi, günümüze yorumlanarak taşınması ile mümkün olur. Daha somut olan ve geçmişe ait çatkısal bilgi ve yapı yapma geleneklerinin sürdürülebilmesi ise, çağdaş malzeme ve tekniklerle yenilenmesi ile sağlanır. Soyut değerler aslında ustanın, dülgerin ya da tasarımcının yaşama, yaptığı işe duyduğu saygı ve sevgi ile başlar. Yaşam tarzı ile bütünleşmiş mekanlar, formlar ve imajlar bu tasarım kültür birikimini oluşturur. Bu birikimden günümüzde faydalanmak, bu zengin form havuzundan örnekleri yorumlayarak biçim üretmenin ötesine geçmek olmalıdır. Aslında geçmişten öğrenilmesi gereken ilk konu, tasarım kuramı ile uygulamanın birbirinden ayrılamazlığı ve tasarımın bu bütünlük anlayışı içinde oluşmasıdır. Günümüzde mimarlık mesleği içinde uzmanlaşan alt konuların giderek birbirlerinden uzaklaşması ve yabancılaşması kaçınılmaz görünse de, tasarım, çatkı ve inşa sürecindeki bu ayrışmaya izin verilmemelidir. Halbuki yapı yapmanın önemli bir bölümünün tasarım kadar, yapı çatma sanatı ile oluştuğu, geçmişte doğal görülmekteydi. Gölyaka'daki yapılarda ve özellikle ahşap konutlarda bu tarihsel birikimin iyi değerlendirilmediği görülmüştür. Ahşap yapı kültürü Anadolu yapı bilgisi birikiminde özel bir yer tutar. Bu kültürün çatkısal, malzeme ve estetik unsurlarındaki değer kaybı, bu çalışmada Gölyaka örneğinde incelenmiş, ahşap konutlardaki değer yitimi ve özellikle de zaman içinde oluşan yapısal hata ve eksiklikler irdelenmiştir. Ahşap yapılar döşeme, çatı, temel gibi alt yapı bileşenlerine ayrılarak incelenmiş ve iyileştirilmeleri için çözüm önerileri gösterilmiştir.

Suggestions

Strike-slip neotectonic regime and related structures in the Cappadocia region: a case study in the Salanda basin, Central Anatolia, Turkey
Kocyigit, Ali; DOĞAN, UĞUR (2016-01-01)
The study area is a strike-slip basin of approximately 1-9 km wide, 66 km long and N65 degrees W trending, located between the historical Kesikkopru in the west and the Sarihidir settlement in the east along the northern side of the Central Anatolian Volcanic Province. It was evolved on a regional erosional surface of a pre-Quaternary volcanosedimentary sequence during Quaternary. This is evidenced by the stratigraphical, structural, and seismic data. The total amounts of throw and dextral strike-slip displ...
Empirical correlations of shear wave velocity (V-s) and penetration resistance (SPT-N) for different soils in an earthquake-prone area (Erbaa-Turkey)
Akin, Muge K.; Kramer, Steven L.; Topal, Tamer (2011-04-12)
The seismicity of the northern part of Turkey is mainly controlled by the North Anatolian Fault zone (NAFZ). The NAFZ is one of the world's most active seismic zones, and has produced destructive earthquakes and related hazards in the northern region of Turkey. Several earthquakes and earthquake-related hazards have occurred along different segments of this fault zone in the recent past. The study area, Erbaa town, is located along the eastern segment of North Anatolian Fault Zone (NAFZ) and is one of the l...
Noble gases and rock geochemistry of alkaline intraplate volcanics from the Amik and Ceyhan-Osmaniye areas, SE Turkey
Italiano, F.; YÜCE, GALİP; Di Bella, M.; Rojay, Fuat Bora; Sabatino, G.; Tripodo, A.; Martelli, M.; Rizzo, A. L.; Misseri, M. (2017-10-10)
The SE part of Turkey is characterized by a transtensional regime within the complex collision zone between the Anatolian, Arabian and African plates, which is bounded by two main faults, Dead Sea Fault and its splays on east and the Karasu Fault on west. In this tectonic and geodynamic context developed the Amik and further North, Erzin and Toprakkale districts, which are located onshore the Iskenderun Gulf, with the occurrence of a widespread and young alkaline volcanism dated from 1.57 to 0.05 Ma in Amik...
GEOCHEMICAL CHARACTER OF THE HYDROTHERMAL ALTERATION ZONES AROUND THE MADENKOY-SIIRT MASSIVE SULFIDE DEPOSIT AND IMPLICATIONS FOR GEOCHEMICAL-EXPLORATION
ERLER, A (Elsevier BV, 1989-04-01)
The Madenkoy-Siir region lies in southeastern Anatolia, Turkey to the northeast of Siirt. The study area is in the southeastern Anatolian Thrust Belt, which forms the boundary between the Border Folds on the northern edge of the Arabian plate and the Taurids. In the region, limestones of the Midyat Group of Eocene-Miocene age and alternating marls and sandstones of the Lice Formation of Early-Middle Miocene age are the autochthonous units. Three thrust slices were emplaced over the autochthonous units durin...
Ordovician graptolites from the basal part of the Palaeozoic transgressive sequence in the Karadere area, Zonguldak Terrane, NW Turkey
Göncüoğlu, Mehmet Cemal; Gutierrez-Marco, Juan Carlos; OKUYUCU, CENGİZ (2014-12-20)
The Karadere area to the east of Safranbolu in NW Anatolia is one of the very few localities in Turkey where the contact between the Cadomian basement and the Lower Palaeozoic transgressive succession is well exposed. The Ordovician graptolite Rhabdinopora flabelliformis (Eichwald) ssp. was found in the basal part of the Bakacak Formation, indicating an Early to early Late Tremadocian age for the beginning of the Palaeozoic transgression in the Zonguldak terrane. A few metres above this occurrence, another ...
Citation Formats
E. Erman, “Bir Ahşap Yapı Kültürünün Yokoluşu: Gölyaka,” ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi, vol. 20, no. 1-2, pp. 57–76, 2000, Accessed: 00, 2020. [Online]. Available: http://jfa.arch.metu.edu.tr/archive/0258-5316/2000/cilt20/sayi_1_2/57-76.pdf.