Flört ilişkisinde şiddetin yaygınlığı ve türleri

2011-10-03
Toplu, Ezgi
Sümer, Zeynep
Problem Durumu Son 30 yılda, Makepeace’in (1981) evli olmayan çiftler arasındaki şiddet konusundaki ilk çalışmasından beri, özellikle Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve diğer bazı ülkelerde, flört ilişkisinde şiddet kavramının araştırılması gittikçe artan bir önem kazanmıştır. Murray ve Kardatzke (2007) flört’ü “iki bireyin arkadaşlığın ötesinde birbiriyle duygusal, romantik ve/veya cinsel yakınlık kurduğu, fakat aynı zamanda evli, nişanlı veya buna benzer başka bir ilişki içinde olmadıkları ilişki biçimi” olarak tanımlar (s. 79). Sugarman ve Hotaling’e (1989, s.5) göre flört ilişkisinde şiddet “eşlerden birinin diğerine acı çektirme ya da zarar verme niyetiyle baskı yapması ya da fiziksel gücün tehditsel veya eylemsel olarak kullanılması’dır.” Alan yazında en yaygın olarak kullanılan bu tanım, flört ilişkisindeki şiddetin sadece fiziksel boyutunu ele alır. Carr ve VanDeusen’e (2002) göre ise flört ilişkisinde şiddet cinsel ve psikolojik/duygusal boyutu da içermektedir. Uluslararası alan yazında, üniversite öğrencileri örneklemiyle yürütülen çok sayıdaki araştırma, flört ilişkisinde şiddetin oldukça sık yaşandığını tekrar tekrar göstermektedir. Örneğin, Makepeace’in (1981) öncül çalışması, her üç üniversite öğrencisinden birinin hayatının bir noktasında fiziksel şiddetin kurbanı olduğunu vurgulamaktadır. O tarihten beri yapılan çalışmalar da üniversite öğrencileri arasında flört ilişkisindeki fiziksel şiddetin % 20 ile % 45 arasında değiştiğini göstermektedir (Amar ve Gennaro, 2005; Makepeace, 1981; Straus, 2004). Murray ve Kardatzske (2007), flört ilişkisinde şiddetin cinsel boyutunu araştıran çalışmaları incelemiş ve yaklaşık her üç kadın ve her 10 erkek üniversite öğrencisinden birinin cinsel şiddetin kurbanı olduğunu ortaya koymuştur. Aynı araştırmacılar kadın ve erkek için psikolojik yolla gerçekleştirilen şiddetin diğer tüm şiddet türlerinden daha yaygın olduğunu bulmuşlardır. Türkiye’de ise üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler arasında flört ilişkisinde şiddet konusunda yapılmış kapsamlı bir bilimsel çalışmaya henüz rastlanmamıştır. Araştırmanın Amacı Bu çalışmada üniversite öğrencileri arasında flört ilişkisinde şiddetin cinsiyete ve fail/kurban oluş durumuna göre türleri ve yaygınlığı araştırılmıştır. Yöntem Çalışmanın evrenini Ankara’da lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenim gören üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Bu çalışmanın katılımcılarını ise bir ilişki yaşayan ya da bir ilişki deneyimi geçirmiş 834 (379 erkek, 455 kadın) lisans ve lisansüstü öğrenci oluşturmuştur. Çatışma Yöntemleri Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Formu (ÇYÖ-G) ve Katılımcı Bilgi Formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Katılımcı Bilgi Formu, cinsiyet, yaş, üniversite, ilişki durumuna ilişkin soruları içeren, araştırmacılar tarafından hazırlanmış bir formdur. Çatışma Yöntemleri Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Formu (ÇYÖ-G), beş alt ölçekten oluşan (fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, uzlaşma ve mağduriyet) toplam 39 maddelik bir kendini değerlendirme ölçeğidir (Straus, Hamby, Boney-McCoy ve Sugarman, 1996). Aynı sorular ilişkideki diğer eşi değerlendirmek amacıyla da sorulduğundan ölçek toplam 78 maddeye çıkmaktadır. Katılımcılardan, ölçekteki davranışların “son bir yıl içinde” ne sıklıkta olduğunu, her bir madde için 0-7 arasında derecelendirerek belirtmeleri istenmektedir. İşlem Ölçekler, çalışmanın yürütüleceği üniversitelerden gerekli uygulama izinleri alındıktan sonra, gönüllü öğrencilere dağıtılarak uygulanmıştır. Katılımcı öğrencilerden ölçekleri, başka kişilerle etkileşime geçmeden, bireysel olarak yanıtlamaları istenmiştir. Flört eden üniversite öğrencileri arasında flört ilişkisinde şiddetin kurban/fail oluş durumuna ve cinsiyete göre türlerini ve yaygınlığını bulmak amacıyla betimleyici analiz kullanılmıştır. Bulgular Hâlihazırda bir flört ilişkisi olan üniversite öğrencilerinin (640) yaklaşık % 25’i psikolojik, % 6’sı cinsel ve % 10’u ise fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Üniversite öğrencilerinin, türlerine ayırmaksızın, ilişkilerinde ne ölçüde şiddete maruz kaldığına bakıldığında ise bu oranın % 38 olduğu görülmektedir. Üniversite öğrencilerinin hâlihazırda devam eden flört ilişkilerinde ne ölçüde şiddet uyguladığına baktığımızda ise bu oranların biraz arttığı görülmektedir. Buna göre, üniversite öğrencileri ilişkilerinde yaklaşık % 30 oranında psikolojik, % 5 oranında cinsel ve % 12 oranında fiziksel şiddet uygulamakta olduklarını rapor etmişlerdir. Türlere bakılmaksızın bu oranın yaklaşık % 42 olduğu görülmektedir.Farklı şiddet türlerine göre şiddete maruz kalma ve uygulama oranlarının cinsiyete göre dağılımı da incelenmiştir ve farklı türlerde şiddete maruz kalma (Kadın= %36,7 ve Erkek= %39,4) ve şiddet uygulama (Kadın= % 43,1 ve Erkek= % 40,1) yüzdelerinin oldukça benzer oranlarda rapor edildiği görülmektedir. Sonuç ve Öneriler Bulgular, üniversite yerleşkelerinde flört ilişkisinde şiddetin bir sorun olduğunu göstermektedir. Bulgular cinsiyete ilişkin farklılıkları vurgulamakla birlikte, mağduriyet alt ölçeği bu çalışma kapsamına alınmadığı için, maruz kalınan şiddet sonucu hangi tarafın fiziksel, cinsel ya da psikolojik anlamda daha çok mağdur olduğu konusunda bir gözlem yapılamamıştır.
National Conference on Guidance and Psychological Counseling, (3 - 05 Ekim 2011)

Suggestions

RETİNA HASARLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILMAK ÜZERE DOKU MÜHENDİSLİĞİ YÖNTEMİYLE YAPAY BRUK MEMBRANI KONSTRÜKSİYONU
Hasırcı, Vasıf Nejat; Hasırcı, Nesrin(2015-12-31)
Bu çalışmanın amacı, retina rejenerasyonunda önemli bir yere sahip olan ve retinal pigment endotellerinin fonksiyonlarını düzenleyen Bruk membranını aslına uygun biçimde doğal biyopolimerler ve in vitro teknikleri kullanarak oluşturmaktır. İpek fibroini matrisi içine Bruk membranının biyokimyasal kompozisyonuna benzetmek için karıştırılan kollajen, kondroitin sülfat ve laminin gibi hücre dışı matriks biyomolekülleri konulacaktır. Elektroeğirme tekniği ile nanofiber katman oluşturulucak, bunun üzerine retina...
Genetik Modifiye (gm) Mısırlarda Etiketleme Gereği "quantifikasyon"
Gültekin, Güzin Candan(2009-12-31)
Avrupa Birliğin (AB) de ve Japonya, Kore, Avusturalya gibi daha bir çok ülkede genetik modifiye organizma içeren gıda maddelerinin marketlerde kullanılmaları için onaylanmaları ve bu onaylı ürünlerin bile , kantitatif çalışmalar sonucunda etiketlenmeleri gerekmektedir. AB de 0.9% un üzerinde Genetik modifikasyon bulundurması durumunda gıda maddesinin veya hayvan yeminin etiketlenmesi zorunludur. Bu nedenle, genetik modifiye gıdaların kantitasyon ve tespit çalışmaları bu gıdaların yasal düzenlemelerinde öne...
Active surface passivation for SWIR InGaAs photodetectors
Necati, Işık; Kocaman, Serdar; Department of Aerospace Engineering (2022-1)
This thesis work offers a new method for improving one of the performance parameters in infrared photodetector technology. This method involves suppressing the surface dark current by utilizing a constant E-field on the surface of the photodetector. By interrupting the channel formation on the surface, a significant improvement in the generation-recombination (GR) dark current component is observed. Relatively minor improvements on differential resistance and the shunt component of the dark current are note...
1997 Eğitim Reformunun Eğitim Çıktıları Üzerindeki Etkisi Sosyoekonomik Gruplara Göre Nasıl Farklılaşmıştır?
Kırdar, Murat Güray; Dayıoğlu Tayfur, Meltem(2013-12-31)
Bu çalışma 1997 yılında gerçekleşen eğitim reformunun, ki bu reform zorunlu eğitim süresini 5 yıldan 8 yıla çıkarmıştır, eğitim çıktıları üzerindeki etkisinin farklı sosyoekonomik gruplar arasındaki eğitim farklılıklarını nasıl değiştirdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bilindiği üzere, Türkiye’de farklı sosyoekonomik gruplar arasında – örneğin cinsiyet, kır/kent durumu, ana dil ve anne/baba eğitimine göre – önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu bağlamda, yeni eğitim yasası bu farklılıkları azaltmış mıdı...
Repair Phases of Suleymaniye Complex in Damascus
Şahin Güçhan, Neriman; Kuleli, Ayşe Esin (Middle East Technical University, Faculty of Architecture, 2018-6-28)
Süleymaniye Complex in Damascus, built on the bank of Barada River as the last stop before the desert on the pilgrimage route extending from the Balkans to Mecca, is one of the works of Hassa Chief Architect Sinan, which was designed according to the basic principles of the Ottoman classical period architecture, and built between 1554 and 1559. Many research has been carried out on the historical and architectural features of the complex, which is composed of the mosque that is also known as the “Takiyah Sü...
Citation Formats
E. Toplu and Z. Sümer, “Flört ilişkisinde şiddetin yaygınlığı ve türleri,” presented at the National Conference on Guidance and Psychological Counseling, (3 - 05 Ekim 2011), İzmir, Türkiye, 2011, Accessed: 00, 2021. [Online]. Available: https://hdl.handle.net/11511/84269.